29 Nisan 2014 Salı

Arabeskin Evrimi,Ağlak Rock ve Samimiyet Üzerine

Ülkemizde filizlenmeyen bir müzik türü olan rock elbette ki yurdum müzisyeni tarafından bu topraklarla barışacak şekilde senteze maruz bırakılıyor. Peki bu sentez zorunlu mu ? Ya da sorunlu mu ? Rockı ana akımla biraz olsun barıştırmak,törpülemek ya da kişisel zevkler doğrultusunda anadoluyla harmanlamak bi yere kadar eyvallahı hak eden bir davranış. Ne olumlu ne de olumsuz bi tavır. Fakat bunu yaparken müzik kalitesinden ziyade cebe dolacak cukkaları düşünmek, daha çok konser daha çok televizyon programı daha bilindik olma gibi sebepler önde tutuluyorsa orada buna yüksek sesle karşı çıkılması, beğenilmemesi, ticari ve popülist bulunması bu müziğin samimi dinleyenlerince yapılması gereken bir harekettir.

Rockın anadoluyla ilk kucaklaşması Cem Karaca,Moğollar,Barış Manço ve Erkin Koray gibi efsaneler aracılığıyla olmuş daha sonra yeni jenerasyon gruplardan Duman'ın muadillerine göre oldukça fazla sivrilmesiyle zirveye ulaşmıştır. 'Rockçılar temiz çocuklardır. Zannedildiği gibi hayatları uyuşturucu, alkol ve sexten ibaret değildir' in bir ispatı olarak belki de yok yere günah çıkartmaydı bu sentezler. Belki pastadan az da olsa dilimler kapabilmek için yapılmış hamlelerdi. Belki gerçekten samimilerdi bilemiyorum. Örneğin Duman konusunda samimi olmayan bir müzik anlayışı görmüyorum. Yaptıkları alaturka  rockın içinde çok sesli isyan ve sistemin yanlışlığına güzel vurgular yapan şarkıları olmuştur. Belki de bu dengeyi çok güzel korudukları için kimse çıkıp ' Abi Duman çok ağlak ya böyle rock mı olur ? ' diye mızmızlanmamıştır. Beğeneni ve beğenmeyeni vardır o ayrı bi konu fakat günümüzde tekrar patlak veren bu ağlak rock tartışmasında adları geçen Zakkum, Gripin , Emre Aydın, Gece Yolcuları gibi isimlerin neden diğerlerinden daha öne çıktığını anlamaya çalışıyorum. İlk olarak bu isimler son yıllarda şarkıları en çok dinlenen ve 'rock' etiketi yapıştırılan isimler. Hayalinin bile güç olduğu yerlerde konser vermeleri,mekanları tıklım tıklım doldurmaları, müzik kanallarında zirvelere oynamaları...Pastadan fena sayılmayacak dilimleri yutmaları yani :) Arabesk öldü allah rahmet eylesin derler. Arabesk ölmedi. Arabesk bizim damarlarımızda. Bizim topraklarda ya ağlayacaksın ya da aman boş ver deyip felekten geceler çalacaksın. Ya  9/8 lik şarkılar yazacaksın ya da gitarın ağlayacak. ( gitarın ağlaması deyince virtüözler gelmesi lazım akıllara ama bizim buralarda öyle olmuyor maalesef. ). Yetmezse alaturka makamlara dalacaksın. Utlar, kemanlar, yöresel sazlar allah ne verdiyse yapıştır abi şarkıya. Tutar nasıl olsa... Çünkü aksi görülmedi daha. Arabesk kanımızda var dedim ya. Atamayız onu, duygusal milletiz biz. Duygusalız ama yüzü batıya dönük bir kapitalistleşmede var. Rahmetli Müslüm Gürses'in entelektüel tayfayla barışması nasıl oldu sanılıyor ? Arabesk metamorfoz geçirdi. O eski soundları kullanıp şimdinin kapitalist düzenine diş bilemeyezsiniz. Mecbur var olan düzenin dinamiklerini kullanıp oyunu öyle oynamanız gerekmektedir. Ben şahsi olarak derinlere dalmaktansa genel havayı koklayıp yüzeysel yorum yapmayı tercih ediyorum ve bunu doğru buluyorum. Yukarıda bahsi geçen sanatçıların/grupların bana verdikleri genel hava nedir? Samimiyetleri hangi düzeydedir ? Bunları sorgulayarak yorum yapıyorum. Mesela Zakkum'un ilk çıktıkları dönemle şimdiki hallerini kıyasladığımda bir fiyasko görüyorum. Tam bir öncesi/sonrası vaziyetleri.Bu tartışmalar geçen gün alevlendiğinde gruptan bir üye ' Biz zaten rock yapıyoruz demedik, müzik yapıyoruz ' diyerek pişkince işin içinden sıyrılmaya çalışmış fakat hala bataklıktalar. Samimi gelmeyen bi durumlar var Zakkum'da. Raindog dönemindeki çılgınlıkları efsane olup dillerden dillere dolaşınca aynı grubun 'Sofralar anason kokuyor, dostlar yok oluyor vur rakının dibine çal şu udu sende'  anlayışına evrilmesi bana samimi gelmiyor. Eski hallerini hiç bilmeyelim varsayıyorum yine de üzerlerinden akan yapmacık bir hava var ki bir grubun müzik tarzını değiştirmesine hiç önyargıyla bakmam yine dinlerim acaba nasıl bulacağım bu yeni tarzı diye ve yine samimiyetlerini ölçmeye çalışırım. Hatta kendini yenileyen müzisyenleri hep daha çok severim. Kendini ticari anlamda yenileyenler değil tabi ki :)

Herkes siyahlara bürünsün, düzen karşıtı şarkılar yazılsın, distortion köklensin diye beklemiyoruz. Rock müzik çok çeşitlenmiş durumda. Eskisi gibi tek bir tür ve müzik anlayışı gelmiyor akıllara. İstenen şeyin samimiyet olduğu görüşündeyim. Bir gün Rock Fm dinlerken konuyla ilgili 'Rockın içinden gitarı ve davulu çıkardığınızda hala size rockmış gibi geliyorsa o şarkı rocktır işte' diye bir cümle duymuştum. Gerçekten son derece hak verdiğim bir cümledir. Samimiyetten kasıt bu olsa gerek :) Yine de rockın beslendiği dinamiklerin biraz düzen karşıtı olma, muhaliflik, çoğunluktan farklı bakabilme ve yıkılmamak üzerine oturduğunu düşünüyorum. Bunları kişiliğine yedirebilmiş müzisyenlerin zaten yazdıkları şarkılar hemen belli oluyor. Öbürleri 'rock-mış gibi' yaptıkça değerleri düşüyor...

SAMİMİ OLUN :)

26 Nisan 2014 Cumartesi

Yıldız Tilbe'nin Askerleriyiz!

Bu yazıda Yıldız Tilbe'nin ne kadar doğal, samimi, hafif çatlak ve deli olduğundan bahseden cümleler kurmayacağım. Bunu artık bilmeyenimiz zaten yok. Hatta bir karşı çıkış olsun. Tilbe deli değil ona deli diyenlerdir deli olan asıl. Normalimiz buydu sanırım ama biz günlük hayatımızda rollere bürüne bürüne, maskeleri eskite eskite kendimizi yitirdik. Normalimizi unuttuk. Yıldız Tilbe ise kurtlar sofrasında ekmeğinin derdindeyken diğerleri gibi çirkefleşmediği ve hep onu ilk tanıdığımız gibi kalabildiği için bu kadar insanın sevgilisi oldu galiba. En azından dışarıdan biri olarak bunu görebiliyorum.

Kariyerinde uzun yıllardır kendisinden beklenen pop soundlu albümü nihayet çıkarttı Tilbe. Açıkçası uzun yıllardır çıkarttığı en iyi albüm diye niteleyebilirim kendi açımdan bu albümü. Diğer şarkıcı arkadaşlarının albümlerine verdiği en hit şarkıları bu albümde topladı. Bir çoğu bilinen şarkılar olmasına rağmen Tilbe dayanamamış sıfır şarkıları da bu albüme tıkıştırıvermiş ve çok iyi yapmış. O sıfır şarkıların arasından drum and bass ve dubstep sounduyla donatılmış olan 'Şivesi Sensin Aşkın' ı dinlediğinizde 'İnsan gerçekten hayret ediyor' dediğinizi duyar gibiyim :) Dinledikçe dinleyesi geliyor insanın. Yıldız Tilbe geçenlerde katıldığı bir programda arabasında albümü taktığında 'Şivesi Sensin Aşkın' dan başka şarkıyı dinleyemez olduğunu söylemişti.Bunu hak eden bir şarkı olmuş tebrikler aranjesinde emeği geçen kim varsa. Bir çoğunuz bu şarkının altyapısını duyduğunuzda ' aa Tilbe'den beklenmedik bir iş olmuş. ' diyeceksiniz fakat ben demedim. Yıldız Tilbe ilerde Rock albümü dahi çıkarsa şaşıracağımı düşünmüyorum ( denemeleri olmadı değil ).Bu kadından her şeyi bekliyorum. Kendisinden sıkılan ve kendisini yenilemesini çok iyi bilen bir şarkıcı. Kendini yenilemesi bir yana neyi denese yakıştırmaya başarıyor sesine fakat kendisini en beğendiğim tarzın ilk 3 albümündeki ve bu son albümdeki Pop soundlu albümler olduğunu düşünüyorum. Yıldız Tilbe pop müzikten vazgeçme! Zaten iyiden iyiye dibe vurup, basitleşen bu türün hakkından gelebilecek şarkıcılardan birisin sen.



'Şivesi Sensin Aşkın' albümünde hareketli şarkıların daha çok ön plana çıktığını söylesek yalan söylemiş olmayız fakat bir 'Kardelen' var ki ...Yıkıyor, dağıtıyor albüm bitiverirken beni. Zaten ilk klip bu şarkıya geldi. Görünce epey sevindim. Fatih Erkoç değerli bir yorumcu olsa bile Yıldız Tilbe şarkıya gerçek ruhunu verebilmiş yaratıcısı olarak. Daha önce Tarkan'ın seslendirdiği ve klipsiz olmasına rağmen herkesin diline dolanan gizli hitlerden biri olan 'İşim Olmaz' için de aynı hisleri besliyorum.Yıldız Tilbe ile daha bir anlam kazanmış bu iki şarkı fakat benim albümdeki favorim bu iki şarkının dışında kalan ve fıkır fıkır yapısıyla hemen sivrilebilen olan 'Destur Çek' oldu. Albümü ilk dinlediğimden beri dilimden düşmüyor.

Rock, Heavy Metal, Elektronik, Klasik Müzik... Hangi tarzın hayranı olursanız olun bildiğiniz en az 1 adet Yıldız Tilbe şarkısı vardır. Bunu başarabilmek ne büyük meziyet!
Mevlam sakınsın seni her türlü kem gözden Yıldız Tilbe. Ne iyi ettin de bu albümü çıkarttın! Son olarak sloganımızla bitirelim 'Yıldız Tilbe'nin askerleriyiz hüloooğğğğ!'

Favoriler: Destur Çek, Kardelen, İşim Olmaz, Şivesi Sensin Aşkın
Zayıf Halkalar: Seve Seve, Sana Şarkı Söylerim.

10 Nisan 2014 Perşembe

Doyumsuz Bir Albüm!

Albüm henüz satışa bile sunulmadı. CD'yi elimize alamadık. Kartoneti okuyamadık fakat öyle bir albüm olmuş ki üzerine yazmak için öyle sindirmeyi, haftaları devirmeyi beklemedim.

Pop müziğin en duygulu seslerinden Hazal 5. solo albümü 'Aşktan Bıçak'ı dijital platformlarda satışa sundu. Fono Müzik etiketiyle dinleyiciyle buluşan albümün şarkıları sosyal medyada çıktığı ilk saatlerden itibaren beğeni toplamayı başardı.Kariyerinin zirvelerinde dolaşırken yarım kalan konservatuvar eğitimini tamamlamak ve mesleğini bu bağlamda daha iyi sürdürmek isteyen Hazal bu uzun araya dayanamayıp 2009 yılında 'Geriye Dönme' ismini verdiği ve içinde çok güzel şarkılar
barındıran bir albüm yayınlamıştı.Uzun aralar vermesine alışık olduğumuz Hazal'ın yeni albümü açıkçası ilk bitirişte bu araya değmiş dedirten cinsten bir albüm olmuş.

Hazal'dan genelde '90'ların en sevilen seslerinden biri olan Hazal...' diye bahsedilir. Bu dinleyicide Hazal'ın sadece 90'larda aktif olduğu ve o dönemde iyi işler yaptığı izlenimini uyandıran bir etiket olabilir diye düşünüyorum. Bu yüzden böyle etiketlemelere lüzum yok. Eğer ki şarkıcı başarılı bir
iş yaptıysa bunu alkışlamak lazım. 90'lardaki başarının sürüp/sürmediğini incelemek çok başka bir konunun yazısı olabilir fakat buna da gerek yok. Neticede müzik piyasasının 90'lardaki dinamik dönemlerini yaşamadığı bir gerçek.O yüzden albümleri artık dönemine göre incelemek lazım.
Açılış şarkısı Hazal'ın sesine çok yakıştırdığım temposu yüksek 'Kutup Yıldızım' . Sözleri ve müziğiyle içinizde baharlar açtıracak bir şarkı olmuş. Albüme daha iyi bir giriş olamazdı diye düşünüyorum. Kesinlikle yaz aylarına doğru bir klip gelmesi gerekiyor bu şarkıya.'Sürgün Aşkımız' daki Günay Çoban & Hazal işbirliğini bu albümde albümün çıkış şarkısı olarak düşünülen 'Aşktan Bıçak' şarkısında görüyoruz. Şarkının ismini dahi duyduğunuzda bıçağın ucunun kalbinize yavaştan yavaştan saplanması olası. Bir de dinleyince büründüğünüz ruh halini düşünün ki eyvah :) Yine kıpır kıpır ve melodisiyle dillere pelesenk olacağına emin olduğum 'Nerelerdeydin' esasında sözleri ve genel havası itibariyle Türk Popunda çok aşina olduğumuz şarkılardan biri olmasına rağmen Hazal'ın yorumculuk gücüyle muadillerinden bir tık önde olacak gibi duruyor. Hazal'ın kariyerinin en önemli ve 90'larda kalmayıp bugünlere taşınabilmiş güzel şarkılarından biri olan 'Elden Yar Olmaz' ise cilveli akustik haliyle kendini bir kez daha sevdirecek sanırım. Albümü dinleyip yorumlayanların ilk dinleyişte vurulduğu şarkılardan biri olan 'Kırık' tan sonra sular tekrar hareketleniyor. Enerjik yapısıyla insana pozitiflik depolayan 'Sayende' albümde en sevdiğim şarkılardan biri oluyor. Şarkı biter bitmez 'Oh be!' dediğimi hatırlıyorum :) Ama bir dakika...Etrafımdaki bütün sesleri susturasımın geldiği ve en ufak bir detayını bile kaçırmak istemediğim bi şarkı başlıyor adı 'İzi Kalır'. Demin dediğim 'Oh Be' ye şimdi bide 'Budur işte!' ekleniyor. Muhteşem bir beste,bu besteye nakış gibi işlenen sözler ve tabi ki Hazal'ın doyumsuz yorumu.8.şarkıya uzunca bir süre geçemedim bu şarkı yüzünden :) Bir Burçak Durak şiiri olan 'Güvercinler Uçabiliyor Mu ?' içerdiği mesajlarla birlikte şarkıcının içli haykırışıyla beğenimi topluyor. Diğer bombalar arasında çok fazla şans vermediğim 'Gecemin Düşü'nün ardından yine hareketli bir şarkı olan 'Aşk Her Şeye Hakim' albümü gülümseyerek bitirmenize vesile oluyor.

                                 
 
 
Bu albümün beyni olarak gösterebileceğimiz Dost Bilen Kırım'a teşekkür etmeden olmaz. Hazal'ın pürüzsüz sesine yakışacak çok güzel bir repertuvar oluşturmuş.Güçlü bir kalem olarak ilerleyen zamanlarda başka isimlerin albümlerinde de görebileceğimizi düşünüyorum Dost Bilen Kırım'ı. 5 yıllık ara her ne kadar tüketim hızının ayyuka çıktığı şu dönemlerde epeyce uzun gibi gözükse de üretilen bu albüm, Hazal'ın dışarıdan istikrarsız gibi gözüken kariyerini yeniden yükseklere taşıyacak şarkılara sahip. Hazal'ın üstün yorumculuk yeteneğine alkış tutmakla beraber, eserlerde payı geçen herkesin de duygusuna ve yüreğine teşekkür ediyorum. Ortaya güzel bir Türkçe Pop albümü çıkmış. Umarım canlı enstrümanlarla hazırlanmış bu albümün şarkılarını canlı canlı dinlemek nasip olur.

Dikkat Çektiklerim: Aşktan Bıçak,Nerelerdeydin,Güvercinler Uçabiliyor Mu ?,Sayende
Favorilerim: İzi Kalır,Kutup Yıldızım.
Bu da albümü yasal dinleme linkimiz olsun.
https://www.ttnetmuzik.com.tr/#/album-Asktan_Bicak-304142