31 Ocak 2018 Çarşamba

Mori'de Iska Yok! Bam Bam Bam!

    Yasemin Mori'nin yepyeni albümü 'Estrella' tam da tekdüze giden, benzer melodilerin kıyasıya yarıştığı sıkıcı müzik piyasamızda bir yangın çıkarmaya niyetli bir halde ortamıza düştü. Öyle ki albüm kendi içinde bile oldukça farklı tınlayan şarkıları barındırıyor. Zaten Yasemin Mori'den de zıttını beklemek doğru olmazdı. Çıkarmış olduğu dört albümün de birbiriyle alakası yok. Sürekli kendini güncelleyen, büyüyen, birtakım acayip yollara girdikçe dinleyicisini de o evrene götüren bir müzikal anlayışa sahip. Ülkemizde ise genelde bi şarkıyı tutturunca ' Hah, budur! Buradan yürüyelim abi.. ' anlayışı hakim. Paragrafın başında belirttiğim tekdüzeliğin arkasındaki bakış açısı bu aynı zamanda. Yasemin Mori ise buradaki cesur tavrı ile alkışı ve saygıyı çokça hak ediyor. Üstelik, açık konuşmak gerekirse yaptığı müziğin çok bir pazarı bile yok. Kendi hayal dünyasını kuruyor ve yaşıyor. Geçenlerde Twitter hesabından buyurduğu gibi ' Ben buyum, müziğim de bu işinize gelirse ' restini çekiyor hem piyasaya hem de onu anlamamakta ısrar eden dinleyicilerine. Estrella ile ilgili gelen etkileşimlere sosyal medyada şöyle bir göz gezdirdim de şimdilik ikiye bölünmüş kitle. 'Hayvanlar' dönemindeki, kulakların daha aşina olduğu bir müziği olan Yasemin Mori'yi özlüyor ve onu geri istiyor 2010'lardan beri kitlenin bir yakası. Bu kitle Deli Bando'yu uçukluk olarak tanımlayıp, o rüyanın içine girmeyi reddedenlerdi aslında. Müziğe karşı tüketici olarak bile daha bilindik sularda yüzmeyi seven, değişime kapalı ve ön yargılı bir tutum bu. O kitle Finnari Kakaraska'yı da benimseyemedi. Belki ' Gel ' coverı onları bir nebze olsun ümitlendirmiş olabilirdi. Son albüme gelen olumsuz tepkilerin kaynağı da Yasemin Mori'nin değişimden dem vuruyor. Sanatçının bu devinimini kabul edebilen kitle ise heyecanla ve merakla Yasemin Mori'nin yeni şarkılarını bekler durumdaydı zaten. Finnari Kakaraska'dan istediği etkileşimi aldığını zannetmiyorum Mori'nin fakat değişimi körükleyen disiplinin beslendiği yer bu etkileşimsizlik değil elbette. Ben Yasemin Mori'nin müzikal anlayışını kafamda oturtabildiğimden, zaten bir sonraki albümün diğerlerine hiç benzemeyen ve tamamen yeni ufuklara seyahate çıkmış bir albüm olacağını tahmin ediyordum. Nitekim yanılmadım. Basıklık, sindirilmişlik ve gerginlik duygusunu birey olarak fazlaca hissettiğimiz şu günlerde müziğin iyileştirici gücü ile buluşmaya çok fazla ihtiyacımız vardı. Yasemin Mori ise tam da buna hizmet edecek şekilde pozitiflik yayan bir albüm hazırlamış. Serseri bir uçuculuğa ait değil bu pozitiflik. Aslında aklı başında, ne istediğini bilen, kararlı ve dimdik bir pozitiflikten bahsediyorum. Kesinlikle ihtiyacımız olan şey bu tutkuydu!




     9  adet sıfır şarkı bulunuyor bu albümde. Sözlerde her zaman olduğu gibi Mori'nin kalemi var ve yine Korhan Futacı ortaklı şarkı bulunmakta. Geçiriverdim İçimi'de ise Ayşegül Savgı ile el ele verilmiş. Tüm düzenlemelerde Gürsel Çelik imzası var. Albümün omurgası diyebiliriz bu arada Gürsel Bey'e. Daha önce Ayşe Hatun Önal ile olan çalışmasını çok beğenmiştim. Zaten albümle ilgili ilk haberler gelmeye başlayıp, Gürsel Çelik adını görünce Mori'nin daha janjanlı bir şeyler yapacağını anlamıştık. Diğer Yasemin Mori albümlerinden en ayırt edici özelliği ise yaylıların, alaturka enstrümanların yoğun bi şekilde kullanılmasını söyleyebiliriz. Şarkılardaki bu alaycı alaturkalık Mori'nin sesine de bestelerine de son derece yakışmış. Vıcık vıcık arabesk bir yaklaşım yok, her şey dozunda, ajite edilmemiş. Albümdeki şarkılara tek tek değinecek olursak da Karambol, sempatiklikten kendini yırtacak olan ana melodisi ile ıslıklarıma yerleşti ve uzun süre oradan çıkmayacak gibi. Geçiriverdim İçimi, yine albümde en sevdiklerim arasında. Bahsettiğim alaycı alaturkalık bu şarkıda mevcut. Mori'yi bu şarkının klibinde şöyle ateş başında eteğini savururken düşünüyorum sürekli :) Biraz klişe bir ispanyol tema ama olsun. Satsuma, sözlüğe koşuşturmaya teşvik eden akışı çok hoş bir şarkı. Albümü dinlediğim ilk turlarda keşke nakaratını da introsu ve akışı gibi hazırlasalarmış, o çıkış olmasaymış diye düşünmüştüm ama dinleye dinleye alıştım hatta sevdim bile. Özellikle dinmiyor dinmiyor kısımları oldukça catchy! Estirelim Mi? ise albümde en ısınamadığım şarkı oldu açık ve net. Eypio biraz yükseltiyor şarkıyı. Çıngıraklı Dilber albümün en yerinde oturtmayan işlerinden biri! Esrarengiz girişine bayıldım. Şarkı nakaratta ise kopuyor! Konserlerde bu şarkıda salınacağımız günler yakında, aman ha sakın çalmamazlık etmesin :) Tuzlu Su,  Hayvanlar'ı özleyenlerin, Deli Bando fanatiklerinin seveceğine emin olduğum albümdeki favori şarkım. Bir çok kişinin de favorisi olmuşa benziyor. Galiba tutku olarak, en sevdiğim Mori şarkısı olan Ustura'yla özdeşleştiriyorum bu şarkıyı. Çünkü onun gibi acımasızca damardan giriyor! Konyak, sürpriz bir Cem Yılmaz düetini içeriyor. Bence ikinci bir Nolur Nolur vakası olacak ve bu düet çok sevilecek :) Açıkçası tanıştıklarını dahi bilmiyordum ama çok iyi düşünülmüş ve kotarılmış bu düet. Uçan Kedi, Korhan Futacı sosu ve özellikle nakarata doğru keskin geçişiyle albümdeki iddialı şarkılardan. Darbukaların kemanlarla sevişmesi akıllara ister istemez Nil Karaibrahimgil şarkılarındaki trafiği getiriyor. Sadece bir andırış bu. Nolur Nolur dönemlerinde oldukça benzetilirdi bu ikili fakat ben Mori'nin daha derin bir müzik evreni olduğunu düşünüyorum ve bir benzerlik göremiyorum. Belki bu şarkıda da Futacı ile düet iyi olabilirmiş. Yine Buluşuruz'dan sonra güzel bir ters köşe olurdu :) Macera, albüme şık bir kapanış yapıyor. Hırpalayıcı bir enayilik değilse bu... güzel kapanış!




     Albümde bence her şey çok iyi düşünülmüş. Şarkılar çok sağlam. Eksiklerine gelecek olursak Estirelim Mi yerine başka bir şarkıyla çıkış yapılabilirdi gibi geldi. Çıkış şarkısının amacı albüme dair ilgi uyandırmaksa bu ilgi olumsuz yönde uyanmışa benziyor bir çok kişide. Bi şarkı yüzünden Mori'yi harcayacaklar için çıkışlar sağdan ama bence bu albüme bir şans verin derim çünkü bana göre Hayvanlar albümünden sonra popüler kitleyle en çok kucaklaşacak albümü olmuş Estrella. Albümden önce Instagram hesabında ' yeni bilenmiş bir bıçak gibi şeytan sol omzumda, kalbime attığın pençeyi yediğim günden beri koparıyorum o gülleri, dikenleri mi umrumda? ' şeklinde sözleri olan çok hoş bir şarkı paylaşmıştı piyano eşliğinde Gürsel Çelik ile beraber, heh işte o şarkıyı albüme almamış :( Ne var yani bir şeyler de klasik olsaydı da 10 şarkılık bir albümün 10. şarkısı da bu şarkı olsaydı :) Hayıflandım! Arızalandım! :) Yine albüm öncesi gitarcısı ile birlikte Ustura ve Üzerimde Kehanetin performanslarını paylaşmıştı. Tek bir gitar ve Mori'nin çağlayan sesi ile birlikte çok hoş bir tını çıkmıştı ortaya. İşte o tınıyı albümde aradım ama yoktu. O tandansta bir şarkı da çok yakışırmış bu albüme. Artık gelecek seferlere :)

   Tutkunun hakim olduğu bu albümün kapak tasarımının da alevi harlayan kızıl tonlardan oluşması detayı oldukça bütünleyici! Posterdeki Ozzy Osbourne bakışları ise yanıyor, yandırıyoor!

Albümün Favorisi; Tuzlu Su, Uçan Kedi, Çıngıraklı Dilber, Karambol
Mutlaka Bir Şans Verin; Geçiriverdim İçimi, Satsuma, Konyak 
Albümün En Zayıfı; Estirelim Mi? 

Albümün Puanı; 7,8