28 Şubat 2017 Salı

Sibel Tüzün Örneğinde Rock

Bir 90'lar efsanesidir, Sibel Tüzün'ün 1998 yılında yayınladığı ' Hayat Buysa Ben Yokum Bu Yolda'  adlı albümü. Daha önce popüler müzikte yakalamış olduğu başarı ve şöhreti elinin tersiyle bir kenara itip, siz bir durun demiş ve kendi istediği müziği yapma cesaretine girişmiştir. Özellikle Kaçın Kurası, Anca Beraber, Gözümün Bebeği gibi hit şarkılardan sonra medyanın üzerine giydirdiği 'Seksi Kadın Popçu' imajından da sıyrılmak durumundaydı.

  Eski eşi, tanınmış basçı Levent Candaş ile beraber hazırladığı Hayat Buysa.. albümü, içerisinde 10 adet rock şarkısını içeriyordu. Şarkılardan 8 tanesinin söz yazarlığında Sibel Tüzün vardı. Tüzün, bu albümde, kaleminin ne kadar da derinlikli ve kuvvetli olduğunu da gösteriyordu. İmajlar, klipler vs. komple olarak popüler müzik medyasına meydan okumaydı adeta. 'Ben sadece bir Show Girl değilim! ' diyor ve canım isterse öyle de güzel müzik yaparım ki hepiniz şaşakalırsınız mesajı veriyordu. Tabi böylesi bir albüm kalkışmasında, kendisinden daha önce çıkmış kadın rock solistlerinin yakaladığı başarıdan da söz etmemek olmaz. Medya ve müzik endüstrisi o günlerde, Özlem Tekin'in ve Şebnem Ferah'ın başarılı çıkışlarını konuşuyor, erkek egemen rock müzik anlayışının kırıldığından bahsediyordu. Tabi, rockçı kadın, yüzükler, simsiyah makyajlar vs. medya işin daha çok magazinsel boyutuyla ilgiliydi. Türkiye'nin dünyayla barıştığı doksanlarda bile yoktu Rockçı Kadın algısı. İşte tam da bu dönemin hemen ertesinde Sibel Tüzün, gerçekten takdir edilesi bir cesaretle bu müthiş albümü çıkartmıştı. Medyanın ilgisi tabi ki kazıttığı, rasta yaptırdığı saçlarına, dövmelerine ve kıyafetlerine kaydı. Kimse albümün ne anlattığıyla, derdinin ne olduğuyla ilgilenmedi. Halbuki derdi olan bir albümdü Hayat Buysa.. Popçular; memlekete henüz yeni yeni uğramaya ve gün yüzüne çıkmaya başlayan bu müzik türüne aşina olmadıklarından, Rockçılar ise popüler müzik geçmişinden ötürü çabucak yaftalayıp, yargıladılar Sibel Tüzün'ü ve bu güzel albümünü. Dolayısıyla bir türlü tam bir kavuşma yaşanamadı ve albüm araya kaynadı gitti.

   Halbuki tüm bu medyatik gelişmeleri ve süreci bir kenara bırakıp albüme döndüğümüzde Demir Demirkan, Levent Candaş, Hakan Caneroğlu, Volkan Öktem, Turgut Berkes, Cengiz Köroğlu, Gür Akad, Yavuz Çetin  gibi Türkiye'deki önemli müzik adamlarıyla hazırlanmış Masterpiece bir çalışmaydı. Albümün müzikalitesinden zaten en ufak bir şüphemiz dahi yokken Sibel Tüzün'ün de içindekileri döktüğü sözlerin derin anlamları,iyiden iyiye albümün çıtasını yükseltmişti. Albümden Hayat Buysa Ben Yokum Bu Yolda ve Değişim şarkılarına klip çekildi fakat ikinci klibi internet ortamında bulmak namümkün. Sibel Tüzün'ün arşivinde gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor :) Sert gitar tonlarının peşi sıra gelen isyankar, kalıplara ve zincirlere sığmayan, dişi ve eril duygunun birey olmakla harmanlandığı özgürlükçü sözlerle adeta Rock müzik böyle yapılır dersi veriyordu şarkılar. Sözlere örnek olarak Cennetin Çocukları adlı şarkıdan bir kesit;

  Ne zorumuz vardı ki o zaman bu hayatla ? 
  Niye üzdük birbirimizi yanlışla doğruyla 
  Neden sevdik ? Neden terk edildik ?
  Sonumuz bir avuç topraksa... 


 Albüm medyatik açıdan ilgi görmüşse de müzikal açıdan bunu başaramadı. Türün severleri de kalıp düşünceler yüzünden albümü dinlemeyi reddettiler. Kendini türlere, tarzlara hapsetmeyen müzik severler ise bu hazinenin farkındaydılar. Sibel Tüzün, yolundan dönmeyip 3 yıl aranın ardından ikinci rock albümü olan Yine Yalnızım'ı piyasaya çıkardı. Bir önceki albüme oranla sözler biraz daha törpülenmiş, sound az da olsa yumuşatılmıştı. Fakat yine de köşelerden sert gitar tonlarını duyabiliyorduk. Geri adım atılmamıştı yani henüz. Yine Yalnızım dönemi görünürde, bir öncekine kıyasla daha az getirisi olan bir albümdü Tüzün için. Fakat sanatçının kendisi bu görüşte değil. İlk defa Hayat Buysa Ben Yokum Bu Yolda albümü ile kendi şarkılarını yazmaya başladığından, iç dünyasını açtığından, Yine Yalnızım dönemi ile bestelerin de kendisinden çıktığından bahsediyor ve bunun kendi müzisyenliğinde önemli bir nokta olduğuna dikkat çekiyordu. Yine Yalnızım albümü, içinde  Beyaz Kuş, Düş, Dönebilseydim, Sabret gibi başarılı şarkıların olduğu bir albümdü. Albüme adını veren Kubat destekli Yine Yalnızım ise kişisel görüşüm olarak Sibel Tüzün kariyerinde bir zirve noktasıydı.

 Her iki rock denemesinden de alnının akıyla çıkan Sibel Tüzün, aldığı risklerin getirilerini de götürülerini de yaşamış oldu. İnternet aleminin gizli kalmış köşelerinde, şarkılara yapılan yorumlara baktığımızda aslında insanların yapılan işleri takdir ettiklerini de görebilirsiniz. Maya o dönemler tutmadı o başka konu. Sibel Tüzün, kariyerine bu iki rock albümünden sonra eskisi gibi popüler müziğe yakın bir çizgide devam etti. Kırmızı, sevildi. Daha sonra eurovision macerası oldu, singlelar, Sezen Aksu coverları derken bugünlere dek gelindi. Açıkçası kendisinden ümidi kesmiş değilim. Bence hala bu çılgın kadından ilerleyen dönemlerde bir rock albümü beklemek mümkün. Özellikle İskender Paydaş ile müzikal ortaklığa başladıkları günden beri iştahım bir tık daha kabarmış vaziyette. Dilerim ki böyle bir yola gider. Zaten artık prodüksiyonlar satmıyor, kimse kimseye kolay kolay yatırım yapmıyor. Müzikte bir nebze özgürlük dönemi de diyebiliriz buna. İsteyen istediğini yapıyor.

Bu koca yazıyı şöyle özetleyecek olursak; bahsi geçen iki rock albümü de, bugün ' Rock yapıyoruz burda! ' diyen çoğu grubu cebinde sallar. Şimdinin müzisyenlerinin bu iki albümü de dinleyip dinleyip etüt etmeleri gerektiğini savunuyor ve rock müziğin arabesk-alaturka sentezlerinden uzak günler diliyorum...

İşte meşhur Yine Yalnızım...









   




21 Şubat 2017 Salı

Buna da Şükür!

 Türkçe müziğin son yıllarda yıldızı parlayan en önemli performans şarkıcılarından Ceyl'an Ertem, 5. solo albümü ' Yine de Amin ' i geçtiğimiz günlerde, digital platformlar üzerinden dinleyicilerin beğenisine sundu. Rahat bir haftayı geçkin süredir kulağıma yuva yapan bu albümü bir çok kemik Ertem dinleyicisi gibi ben de merakla bekliyordum. Özellikle albümün Gaziantep'te bir mekanda, canlı olarak kaydedildiği haberini duyunca biraz daha telaş ve heyecan yapmıştım. Bu heyecanı, albüme besteleriyle dahil olan Yıldız Tilbe ve Sıla Gençoğlu gibi iki önemli bestecinin de varlığı alevlendirmişti. Öncelikle Ceyl'an Ertem dinlenilmesi kolay bir albüm yapmamış. Düzenlemeler ( tabi ki Cenk Erdoğan ve Can Güngör faktörü ile birlikte ) buram buram ustalık ve emek kokuyor. İlk dinleyişte beklediğim dozda hiçbir şarkıyı bulamadığımı itiraf etmeliyim. Sonraki dinlemelerde güzel tınlayan melodilerle buluşmam gerçekleşti.

  Bu albümün en önemli kozu kesinlikle düzenlemeleri olmuş. Emek emek, nakış gibi işlenmiş her şarkı fakat ortaya çıkan sound ile sözlerin kavuşumunu pek başarılı bulmadım. Ceylan Ertem'den duymaya alışık olduğumuz, deyim yerindeyse Ertem'in vokaliyle çağlayan, o yırtık şarkılardan bu albümde pek eser yok. Bir önceki albümünde yer alan Hırpalandı Mayıs, Bu Bardak Dolsun, El Adamı gibi hatta Ütopyalar Güzeldir'den hatırlayacağımız, Ertem'in sahnede saçlarını savura savura salındığı Ne Güzel Gün gibi coşkun şarkı örneklerini aradım fakat bulamadım. Ben, Ceylan Ertem'e bu tarz şarkıları çok ama çok yakıştırıyorum, tabi kişisel zevktir bu. Öte yandan bu albümde, yine önceki albümlerinde yer alan, acıyı damardan veren Bile İsteye, Kaçıncı Yarın gibi kahır dolu işlerden de bir iz bulamadım. Acaba bunları beklemekle hata mı ediyorum diye kendimi sorgulasam da eminim bir çok Ceylan Ertem dinleyeninin sanatçıdan beklediği şeyler bunlar. Tabi Ertem'in yegane amacı dinleyicinin beklentisini karşılamak değil, iyi müzik yapmak. Bu durumu ve nitelikli üretim sayısındaki düşüşü göz önünde bulundurduğumda elbette böyle bir albümün değeri bilinmelidir. Fakat kendi kişisel zevklerimi göz önünde bulundurduğumda, beklentimin altında kalan bir albüm oldu Yine De Amin. 




   Albümdeki en büyük hayal kırıklığını ise Yıldız Tilbe ve Sıla Gençoğlu şarkılarında yaşadım. Hiçbirşeyimsin, Tilbe'den beklentimin aksine vasat aşamayan bir iş. Kahroloji'ye rahmet okutturacak cinsten. Sıla imzalı 'Esmer' albümün öne çıkan ağır şarkılarından biri oldu tez vakitte. Önümüzdeki günlerde bu şarkıya büyük ihtimal klip gelecektir fakat ben sözlerini içten bulmadım. Zorlama bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Vokal melodisi de beni pek ısırmadı. Bunun yanında ' Kovdum ', Esmer'in aksine biraz daha beğendiğim bir şarkı oldu ama o da kötünün iyisi denilebilecek seviyede. Albümde geriye kalan şarkıların üretiminde Ceylan Ertem imzası var. Söz yazarlığı konusunda Ertem cephesinde bir derinlik, ilerleme yaşandığını görüyorum. Dizeler müziksiz okunduğunda da oldukça anlamlı birer edebi metin işlevi görüyor. Albümün çıkış şarkısı olarak Efsunlu Dünya'nın tercih edilmesini doğru bir seçim olarak görüyorum. Albümde başarılı bulduğum işlerden biri. Nilüfer ve Beni Öyle Bilme'ye pek ısınamadım. Albümün en sevdiğim iki işinden biri olan İnadına özellikle sözleriyle sonra da farklı düzenlemesiyle beni epey doyuruyor.  Sevmek Gerekli, tam bir Ceylan Ertem şarkısı. Onun iç dünyasının güzel bir dışavurumu olmuş. Tabi biraz daha yöresel sazlar kullanılsa daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Belki, Ertem'in sevdiğini bildiğimiz Neşet Ertaş'a bir saygı ve sevgi duruşuna da sahip olabilirdi. Korsan ve İzin,  yine bana göre albümde pek parıldamayan şarkılar olurken, bu dingin ilerleyen albüm kendini yükselen bir ivmeyle kapatıyor. Bırak Kendini, nihayet! dedirten, Ertem'den beklenildiği gibi vokallerin kelimeleri, anlamları yırttığı oldukça başarılı bir konser şarkısı olarak kulağıma çağıldıyor.  Hiçbirşeyimsin'in remix versiyonu ise orijinal haline göre çok çok daha başarılı olmuş. Aynı zamanda böylesi bir remix çalışma Ertem albümlerinde bir ilk bildiğim kadarıyla. Bu özelliğiyle de yenilikçi bir hareket.

 

  Kısaca özetlersek ben bu albümde beklediğimi bulamadım diyebilirim. 'Amansız Gücenik' bence çok daha başarılı şarkıların olduğu bir solo albümdü. Yine de Amin ise daha ortalama şarkılarla biraz daha popülist bir çizgide ilerliyor gibi geldi bana. Tabi Ceylan Ertem'in muhalif duruşu ve kalın çizgileri bu popülizmin sınırlarına bir dur diyecektir. Öte yandan sosyal medyada albüm oldukça beğenilmiş gözüküyor. Ben bu algının bilinçaltını  ' Ceylan Ertem bu abi! Ne yapsa dinlenir '  türevinden yorumlara dokundurabiliyor ve böyle ilişkilendirebiliyorum. Ceylan Ertem'in sahnedeki o deli deli hallerini sevenleri bu albüm pek kesmeyecektir.


Yine de Amin değil de Buna da Şükür diyerek yazımı sonlandırıyorum. Yine de iyi ki müzik yapıyorsun Ceylan Ertem...


Albümün yıldızları; Bırak Kendini ( 8 ) , İnadına ( 7 ) 

Albümün yıldızı düşükleri: Korsan ( 4 ) , Beni Böyle Bilme ( 4 ) , Nilüfer ( 5 ), İzin ( 5 ) 

Yine de Amin ( 5,8 )