8 Ekim 2016 Cumartesi

Daha Cesuru Gelene Kadar!

 Ülkenin önemli pop yıldızlarından Murat Dalkılıç ' Epik ' adlı 4. stüdyo albümünü çıkardı. Hatta albüm çıkalı 3 ayı yakın bir zaman geçti bile fakat ülke olarak bunalımlı ve zor dönemlerden geçtiğimiz ve albüm tam da bu dönemin arifesinde çıktığı için biraz güme gitmiş gibi oldu. Halbuki Epik, bulunduğu sektörün içinde ilgiyi hak eden albümlerden biri bana kalırsa. Bu hak edişin en önemli sebeplerinden biri Murat Dalkılıç'ın Popstarlığı elinin tersiyle bir köşeye itip, ' Müzisyen ' kimliğiyle var olma ve kendini böyle kabul ettirme çabası. Albümdeki 1 şarkı hariç geri kalan 11 şarkının sözü ve müziği Murat Dalkılıç'a ait. Bu, alışageldiğimiz pop star diskografilerinde pek sık karşılaşmadığımız önemli bir cesaret örneği. Nihayetinde Epik'i bitirince kulağımızda kalanla aklımıza çalınan aynı ' Epik, bir pop albümü ' fakat mühendisliği başka, işçiliği özenli ve detayları iyi planlanmış bir pop albümü diyerek yukarıdaki yüzeysel özeti genişletebiliriz. Gerek kemik Murat Dalkılıç hayranları gerekse Türk Popunun sıkı takipçileri bunu fark etmekte güçlük çekmemişlerdir diye düşünüyorum. Bir kere bu albümde ' Şu besteciden bir beste alalım da patlayalım ' kafası ürünü bir şarkı yok. Keza A1 şarkı bile yok gibi. A1'ler çıkış şarkılarıdır ve albümün geri kalanı çöp olsa bile o albüme dair hatırlanan tek iş olabilecekleri için önemli şarkılardır, özellikle ticari çıkışlarda bu böyledir. ' Şimdi bir şarkı yapalım da şöyle 12 den vuralım ' olayını pop müzikte yadırgamıyorum. Çünkü pop müzik popülere hitap eder ve satması planlanarak yapılır. Ben kişisel tercih olarak Türkçe Pop Müziğine çok sıcak yaklaşan bir dinleyici değilim ve müzikte nadir kıstaslarımdan biri samimiyettir. Epik ise böyle planların biraz dışında kalmasıyla kafadan sempatimi kazanmıştı zaten. Öte yandan Murat Dalkılıç, pop arenasında bana göre dinlenilebilir albümler yapan ender müzisyenlerden. Öncelikle iyi bir şarkıcı ve sahnesinden seyircisine enerji dağıtıyor. Arabeske çok bulanmadan adabıyla müziğini yapıyor. Çok çalıştığı, bir öncekinin üstüne bir şekilde çıkmaya çabaladığı belli oluyor. Bu da zaten dinleyicide merak uyandırıyor. Dilerseniz bu albümü eksiğiyle gediğiyle şöyle bir ele almaya başlayalım.

   Pembe Panjur, davullarıyla 'Bana İskender Paydaş değdi' diye bağıran, iyi bir introya sahip. Bu düşünceyi Atiye'nin Yetmez adlı şarkısında da hissetmiştim radyoda ilk dinlediğimde.

  Soktuğu Duruma Bak, albümde Murat Dalkılıç'ın mutfağında bulunmadığı tek şarkı. Dansa davet ediyor, yoldan çıkaracak enerjide ilerliyor. Ritim tutmamak, oturarak dinlemek bana göre imkansız. Bunu en son Bir Güzellik Yap da hissetmiştim. Albümün en başarılı şarkısı, çok net. Sözlerini Caner Yemez ve Nesim Yenipazar ortaklaşa yazmış, müziği ise yine Nesim Yenipazar'a ait. Aranjesi ise Öğünç Başara'ya ait. 10/10 !

 Ben Bilmem, yukarıda bahsettiğim A1 şarkısı olarak kullanılmış fakat yine de beklediğimiz A1'lerden değil. Sözleri güzel başlıyor fakat akıp giden müziğe pek ayak uyduramıyor diye düşündüm. Yine de çıkış şarkısı için doğru seçim. Ayrıca görselliği ve gerçekliği bir arada sunduğu klibi başarılı bir iş.

 Daha İyisi Gelene Kadar, yine albümün iddialı şarkılarından. Epik albümünde yapılmak istenileni en güzel şekilde özetleyen işlerden biri. Murat Dalkılıç'ın bu albümdeki favorisiymiş aynı zamanda.

 Cadı Kazanı, bu albümdeki klip şarkılarından biri olmuş. Eğlenceli, yormayan cinsten. Daha Derine'den Yani'nin ekürisi.





    Cahil, albümdeki az sayıdaki slow şarkılardan bana göre vasat olanı. Bir Rivayet değil. Rivayet ise melodisi tanıdık gelse de başarılı bir şarkı olmuş. Bu şarkıyı başka birinin sesinden duysaydım ' bunu kesin Murat Dalkılıç yazmıştır ' dedirtirdi. Bu arada bu iki şarkı da Daha Derine albümündeki baladlara kıyasla zayıf kalmış. Slow şarkıların üzerine pek düşülmemiş anlaşılan.

  Feriştah ve Hanım Köyün Kavalcısı, bence albümün en zayıf ikilisi. Pişmanlar Romanı, detayları güzel planlanmış, oynak bir şarkı. Catchy olacakken olamıyor gibi ama yine de radyolarda, klip çekilirse kanallarda bolca döneceğini hissettirdi. Dinleyicinin damarına kolay girebilir.

 Boya Gitsin, eşi Merve Boluğur ile düet yaptığı tatlı bir şarkı. Albümün içinde sırıtmayanlardan.

 Sonsuz Olsan, romantik sularda yüzen ve albümün gidişatından uzakta,akustik tınılara sahip. Kapanış şarkısı olarak düzenlemesinde başka cilveler yapılabilirmiş diye düşündüm.


  Bu albümün en önemli eksiklerinden biri bana kalırsa albümün dijital platformlara geç düşmüş olmasıydı. Belli bir süre kadar ne Spotify'da ne de Youtube kanalında gözükmedi ve bunun nedeninin ülkenin yaşadığı sıkıntılı dönemler olduğunu umuyorum. Bunun yanında Murat Dalkılıç söz yazarlığında kendini bir tık daha geliştirmiş gibi, yetmez ama evet diyelim. Farklı sözcüklerle yeni anlamlara kapı aralanmış fakat zayıflıklar da göze çarpıyor. Bunun sebebi ise sanatçının önceki albümlerinde popüler bestecilerden beste almış olması. Murat Dalkılıç kendi kulvarında bana göre başarı bayrağını önde taşıyan isimlerden biri. Muadillerden farklı bir vizyonu olduğunu düşünüyorum. Başarıyı, kliplerin aldığı tıklar ile ölçmeyi seven ana akım dinleyicisine hitap etmeyen bir albüm olduğu için eleştirilere zaten hazırlıklı olunmuştur. Bu albüm, pop müzikte biraz olsun değişik soundların peşinde koşan kitleyi memnun edebilir. Özetle müzikal olarak bence Murat Dalkılıç cephesinde ilerleme var, sözleri de biraz cilaladık mı bu iş tam oldu demektir.


Albümün En İyisi: Soktuğu Duruma Bak
Öne Çıkanlar: Daha İyisi Gelene Kadar, Ben Bilmem, Cadı Kazanı ve Rivayet
Albümün Zayıf Halkaları: Feriştah ve Hanım Köyün Kavalcısı