14 Nisan 2015 Salı

Mori Paralel Evrenden Bildiriyor!

  Mori bunu hep yapıyor. Bize bir yerlerden haberler, mesajlar getiriyor. Getirdiklerini bazen fısıldayarak içimizi gıdıklıyor bazen haykırarak kendimize getiriyor. Müziği sürekli bir devinim halinde ve her geçen gün bir çığ gibi büyüyor. Her seferinde ' Acaba bu işin üstüne nasıl çıkacak ? ' algısını biz dinleyicilerine yapıştırıp kendi galaksisine geri dönüyor. O galaksisine döndüğünde en çok konuşulan ve bu albümle de konuşulmaya devam edilecek olan 'Bu kadın ne tarz müzik yapıyor ? '  sorgulamaları yine cevapsız kalacak gibi. Şahsen beni net bir cevap almaktansa bu belirsizliğe teslim olmak daha çok cezbediyor. Mori'nin müziğini tanımlayabilene gerçekten aşk olsun! Bunun için müzik tarzları sanırım yetersiz kalıyor. Rock, caz, alternatif, pop... Kesinlikle yanına yardımcı elemanlar lazım. Sıfatlarla anlatmak daha mümkün gibi. Çünkü zannediyorum ki Mori'nin müziği dinleyenlerin üzerinde farklı reaksiyonlar gösterecek kadar zengin bir içeriğe sahip. Yine Mori'nin deyişleriyle bir kaç girişimde bulunursak kesinlikle 'Alışılmışın kenarından yuvarlanan, bitmeyen bir dinamizmin olduğu, aslında hayal ötesi olmayan ve gerçekliğin tam ortasına davet eden' bir müzik diyebilirim. Eminim herkes kendi hissettiklerinden kaçıp biraz da Mori'nin hissettirdiklerine doğru gezintiye çıkıyordur. 'Finnari Kakaraska' da böyle seyahatler yapmamıza psikolojik olarak bizi fena halde hazırlayan bir albüm olarak tasarlanmış. Tamamen albüm formatında hazırlanmamış. Kesinlikle görselliğini peşinde getiren şarkı sözlerine ve müziklere sahip. Her şarkıda farklı kareler, farklı filmlerin farklı sahneleri gözünüzün önünde canlanıyor. Burada kesinlikle Mori'nin şarkı sözü yazarlığına bir kez daha şapka çıkartmak gerek. Gerçekten takdir edilesi bir Türkçe hakimiyeti ve bu hakimiyeti estetiğe dökebilme yeteneği Mori'deki. Belli ki çok okuyor, çok karıştırıyor, kurcalıyor. Bazen programlarda, röportajlarda kafasının bulanık gibi görünmesinin nedeni belki de budur diye düşünüyorum. Aklından neler geçiyor acaba merak etmiyor değilim :) Vokal melodileri de yine 'Deli Bando' da olduğu gibi başarılı. Şarkıların tansiyonlarıyla oynayabilen, tekdüze ilerlemeyen vokaller mevcut. Aslında masal tadında ilerleyen kısımlardaki bağımsızlık bu yorumumla ters düşebilir ama o kısımlarda bile hikayeye dikkat kestirecek vokaller var.

 
 
 
 
'Dit diriri diriru dururi ririruri' diyerek başlayan ve bize galaktik bir yolculuktan haberler veren 'Ellerimin Karası' gözlemlediğim kadarıyla sosyal mecralarda en çok beğenilen şarkılardan biri, Mori'nin vokaliyle birleşen gerilimli atmosfer beni içine almayı başarıyor 'Bitli Kaptan'da. Bende, bir önceki albümde yer alan en sevdiğim Mori şarkısı olan 'Venüs'te Uyandım' etkisi bıraktı bu şarkı. 'Avcı' ise sanki Mori'nin yaşadığı kasabaya gelmişim ve bu sözleri onun yanında birebir ondan dinliyormuşum hissi uyandıran enteresan ruhlu şarkılardan biri. 'Elim Tetikte' de Korhan Futacı etkisi bariz belli fakat bu şarkı beni çok ısırmıyor doğrusuyla. Kadınları yine özel bir kadın olan Yasemin Mori'nin dizelerinden dinliyoruz. Tam konser şarkısı olmuş. Zaten Salon İKSV'de gerçekleşen albüm lansmanında bunun birebir şahidi olmuştum. Belki biraz daha enerji katılabilirdi diye düşündüm dinlerken. Tam böyle derken zaten albümün ilk videosu olan 'Oyna' başlıyor ve oynatmaya da başlıyor. Biraz eleştirilen ve gerçek 'Yasemin Mori' tarzından uzak olduğu düşünülen bu şarkıya karşı pek bir önyargım yokken dinledim. Sanırım lezzetini böyle alabildim. Kalıplardan yırtılmadığımız sürece bu albümdeki şarkıların ( ve bence gelecek Mori şarkılarının ) sırrını tam yakalayamayız diye düşünüyorum. Biraz daha geniş bir kulakla dinlemek sadece yaptığım.Oyna kıpır kıpır bir şarkı. Videosu da bir hayli öyle haliyle :) Martı Jonathan niye ki ? Sorusunu sora sora oynatıyor Mori. Hatta albümde bu ayarda 1-2 şarkı daha olsaymış diyorum. Oyna'yı bu kadar sevmişken akabinde patlayan bence albümün en iyi şarkısı olan 'Çınar' başlıyor. Bu şarkıyı konserlerde duyamazsam gerçekten üzülürüm. 'Gel' şarkısını daha önce Ajda Pekkan yorumlamış. Hiç bilmiyordum. Açıp dinledim fakat albümün tazeliğinden midir nedir Pekkan yorumunu, Mori'ninkinin yanında epey yavan buldum. Kaçırmadıysam Mori'nin albümlerine aldığı ilk cover şarkı bu şarkı. Onun da hakkını vermiş fazlasıyla.'Kim Var' yine albümün ilk üçüne alabileceğim fazlasıyla iyi bir hikaye. 'Deli Bando'ya da gidermiş bu şarkı. Kapanışı, kulaklarımızın pasını yaylılarıyla silen 'Kanatları Gümüş Yavru Bir Kuş' yapıyor. Daha önce Mori'nin sesinden dinlediğimiz ve sevdiğimiz bir güzelleme. Artık sağlam bir kaydının olması sevindirici.
 
 
 
Albümde emeği geçen bütün müzisyenlerin ellerine ve kulaklarına sağlık demekle Can Çankaya'ya ayrı bir teşekkür etmek lazım. Yasemin Mori'nin kanallarına girip bütün hissettiklerini çekmiş çıkarmış oradan. Kapak Tasarımındaki renkler de şarkıların bizi götürdüğü o paralel evrenlerin renklerinden bir yansıma gibi duruyor, hoş olmuş. Yasemin Mori, yine kendisinden beklenilen gibi farklı ve masalsı bir albüm yapmış. Beklentileri her seferinde karşılıyor, amacı bu olmasa bile. İyi ki varsın Mori ve onun gezegenleri!
 
 
Favorilerim: Çınar, Kim Var, Bitli Kaptan.
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder