Eski eşi, tanınmış basçı Levent Candaş ile beraber hazırladığı Hayat Buysa.. albümü, içerisinde 10 adet rock şarkısını içeriyordu. Şarkılardan 8 tanesinin söz yazarlığında Sibel Tüzün vardı. Tüzün, bu albümde, kaleminin ne kadar da derinlikli ve kuvvetli olduğunu da gösteriyordu. İmajlar, klipler vs. komple olarak popüler müzik medyasına meydan okumaydı adeta. 'Ben sadece bir Show Girl değilim! ' diyor ve canım isterse öyle de güzel müzik yaparım ki hepiniz şaşakalırsınız mesajı veriyordu. Tabi böylesi bir albüm kalkışmasında, kendisinden daha önce çıkmış kadın rock solistlerinin yakaladığı başarıdan da söz etmemek olmaz. Medya ve müzik endüstrisi o günlerde, Özlem Tekin'in ve Şebnem Ferah'ın başarılı çıkışlarını konuşuyor, erkek egemen rock müzik anlayışının kırıldığından bahsediyordu. Tabi, rockçı kadın, yüzükler, simsiyah makyajlar vs. medya işin daha çok magazinsel boyutuyla ilgiliydi. Türkiye'nin dünyayla barıştığı doksanlarda bile yoktu Rockçı Kadın algısı. İşte tam da bu dönemin hemen ertesinde Sibel Tüzün, gerçekten takdir edilesi bir cesaretle bu müthiş albümü çıkartmıştı. Medyanın ilgisi tabi ki kazıttığı, rasta yaptırdığı saçlarına, dövmelerine ve kıyafetlerine kaydı. Kimse albümün ne anlattığıyla, derdinin ne olduğuyla ilgilenmedi. Halbuki derdi olan bir albümdü Hayat Buysa.. Popçular; memlekete henüz yeni yeni uğramaya ve gün yüzüne çıkmaya başlayan bu müzik türüne aşina olmadıklarından, Rockçılar ise popüler müzik geçmişinden ötürü çabucak yaftalayıp, yargıladılar Sibel Tüzün'ü ve bu güzel albümünü. Dolayısıyla bir türlü tam bir kavuşma yaşanamadı ve albüm araya kaynadı gitti.
Halbuki tüm bu medyatik gelişmeleri ve süreci bir kenara bırakıp albüme döndüğümüzde Demir Demirkan, Levent Candaş, Hakan Caneroğlu, Volkan Öktem, Turgut Berkes, Cengiz Köroğlu, Gür Akad, Yavuz Çetin gibi Türkiye'deki önemli müzik adamlarıyla hazırlanmış Masterpiece bir çalışmaydı. Albümün müzikalitesinden zaten en ufak bir şüphemiz dahi yokken Sibel Tüzün'ün de içindekileri döktüğü sözlerin derin anlamları,iyiden iyiye albümün çıtasını yükseltmişti. Albümden Hayat Buysa Ben Yokum Bu Yolda ve Değişim şarkılarına klip çekildi fakat ikinci klibi internet ortamında bulmak namümkün. Sibel Tüzün'ün arşivinde gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor :) Sert gitar tonlarının peşi sıra gelen isyankar, kalıplara ve zincirlere sığmayan, dişi ve eril duygunun birey olmakla harmanlandığı özgürlükçü sözlerle adeta Rock müzik böyle yapılır dersi veriyordu şarkılar. Sözlere örnek olarak Cennetin Çocukları adlı şarkıdan bir kesit;
Ne zorumuz vardı ki o zaman bu hayatla ?
Niye üzdük birbirimizi yanlışla doğruyla
Neden sevdik ? Neden terk edildik ?
Sonumuz bir avuç topraksa...
Albüm medyatik açıdan ilgi görmüşse de müzikal açıdan bunu başaramadı. Türün severleri de kalıp düşünceler yüzünden albümü dinlemeyi reddettiler. Kendini türlere, tarzlara hapsetmeyen müzik severler ise bu hazinenin farkındaydılar. Sibel Tüzün, yolundan dönmeyip 3 yıl aranın ardından ikinci rock albümü olan Yine Yalnızım'ı piyasaya çıkardı. Bir önceki albüme oranla sözler biraz daha törpülenmiş, sound az da olsa yumuşatılmıştı. Fakat yine de köşelerden sert gitar tonlarını duyabiliyorduk. Geri adım atılmamıştı yani henüz. Yine Yalnızım dönemi görünürde, bir öncekine kıyasla daha az getirisi olan bir albümdü Tüzün için. Fakat sanatçının kendisi bu görüşte değil. İlk defa Hayat Buysa Ben Yokum Bu Yolda albümü ile kendi şarkılarını yazmaya başladığından, iç dünyasını açtığından, Yine Yalnızım dönemi ile bestelerin de kendisinden çıktığından bahsediyor ve bunun kendi müzisyenliğinde önemli bir nokta olduğuna dikkat çekiyordu. Yine Yalnızım albümü, içinde Beyaz Kuş, Düş, Dönebilseydim, Sabret gibi başarılı şarkıların olduğu bir albümdü. Albüme adını veren Kubat destekli Yine Yalnızım ise kişisel görüşüm olarak Sibel Tüzün kariyerinde bir zirve noktasıydı.
Her iki rock denemesinden de alnının akıyla çıkan Sibel Tüzün, aldığı risklerin getirilerini de götürülerini de yaşamış oldu. İnternet aleminin gizli kalmış köşelerinde, şarkılara yapılan yorumlara baktığımızda aslında insanların yapılan işleri takdir ettiklerini de görebilirsiniz. Maya o dönemler tutmadı o başka konu. Sibel Tüzün, kariyerine bu iki rock albümünden sonra eskisi gibi popüler müziğe yakın bir çizgide devam etti. Kırmızı, sevildi. Daha sonra eurovision macerası oldu, singlelar, Sezen Aksu coverları derken bugünlere dek gelindi. Açıkçası kendisinden ümidi kesmiş değilim. Bence hala bu çılgın kadından ilerleyen dönemlerde bir rock albümü beklemek mümkün. Özellikle İskender Paydaş ile müzikal ortaklığa başladıkları günden beri iştahım bir tık daha kabarmış vaziyette. Dilerim ki böyle bir yola gider. Zaten artık prodüksiyonlar satmıyor, kimse kimseye kolay kolay yatırım yapmıyor. Müzikte bir nebze özgürlük dönemi de diyebiliriz buna. İsteyen istediğini yapıyor.
Bu koca yazıyı şöyle özetleyecek olursak; bahsi geçen iki rock albümü de, bugün ' Rock yapıyoruz burda! ' diyen çoğu grubu cebinde sallar. Şimdinin müzisyenlerinin bu iki albümü de dinleyip dinleyip etüt etmeleri gerektiğini savunuyor ve rock müziğin arabesk-alaturka sentezlerinden uzak günler diliyorum...
İşte meşhur Yine Yalnızım...